13 Eylül 2009 Pazar

BİR KÖPEK ALIRKEN-Bölüm 1





BİR KÖPEK ALIRKEN
(1. bölüm)
Her zaman dost, her zaman sizinle… Bu sorgusuz güveni başka hangi evcil hayvanda bulabilirsiniz?
Bazı uzmanlar, köpek hafızasının 4 sene sonunda yenilenmeye başladığını söylüyor. Bundan 10 sene kadar önce, o dönem çalıştığım yerde 3 aylıkken bahçeye alınan Boris’e (Colly cinsi bir köpek) tam sekiz ay baktım. Oradan ayrılana kadar her an yanımdaydı. Sekiz sene sonra onu tekrar görmeye karar verdim. Temmuz ayının dayanılmaz Akdeniz sıcağında asmaların altında püfür püfür esen rüzgarda öğle uykusunda idi. Öyle derin uyuyordu ki rüya görüyordu. Uyurken bir süre sessizce izledim. Onun beni tanıyıp tanımaması umurumda değildi, bir kez daha görebildiğim için çok mutluydum. Sonra elimi yavaşça burnuna doğru yaklaştırdım. Uykusunun arasında burun delikleri derin derin açılıp kapanmaya başladı. Vücudunda ani bir titreme oldu. Korktuğunu sanmıştım ki gözlerini açıp ağlayarak üzerime atlaması bir oldu. Artık koskoca bir yetişkindi ve birlikte yerlerde yuvarlanıyorduk. Bilim ne der bilmem oma aradan 8 sene geçmişti ve Boris beni unutmamıştı işte! Bir şeylere inanmak için bilimsel gerçekler isteriz. Ancak hayvanlar dünyasında öyle tecrübeler yaşarız ki, istatiksel ölçüler ve bilimsel gerçekler geçerli olmayabilir. Şimdi anılarımı bir yana bırakıp, size bugüne kadar hayvanların bu gibi farklı davranışları konusunda yapılan araştırmalardan bahsetmek istiyorum. Hayvanların 6. Duyusu Köpeklerin tarihçesi hakkında kesinlik kazanmamış olan şeylerin başında tam olarak ne zaman ve nerede ortaya çıktıkları gelir. Ataları kurtlardan üretilip üretilmedikleride çok net değildir. Ama yine de bundan 12 bin yıl önce ilk evcil köpeklerin görülmeye başlandığından bahsedilebilir. Köpeklerde duyu ötesi algılama olduğunu hemen tüm köpek sahipleri hisseder. Aile bireylerinden birisinin ev zilini çalmadan dakikalar önce heyecanlanması, tenha bir yerde dolaşırken ani heyecanlanma ile sizi bir yerlerden uzaklaştırmak istemesi vs. Ama bu sadece köpek sahiplerinin kendi köpekleri ile olan tecrübeleridir ve bu olayları sadece onlar bilir. Oysa ki bilimsel araştırmalar köpeklerin elektromanyetik sezgiye sahip olduklarını göstermekte: Bu konuda araştırmalar yapan Diana L.Guerrero bir söyleşide; her hayvanın deprem öncesi farklı davranışlar gösterdiğini söylüyor: “Genellikle saklanmazlar. Deprem öncesi tesbit edilen davranışları uluma, sızlanma, havlama ve sahibine karşı daha yoğun bir bağlılıktır. Sokak kapısı, oda kapıları ve pencereler arasında gider gelir ve size zamk gibi yapışırlar. Onların kişilik ve bireysel ihtiyaçlarına dikkat ederseniz muhtemel bir tehlikeden korunacaksınızdır.. Kayıp köpek ilanlarının ve barınaklardaki köpek sayısının ileri derecede arttığı da size büyük bir depremle ilgili ciddi ipucudur.” Geçtiğimiz senelerde, British Medical Journal’da köpeklerin kanserli tümörleri koklayarak tesbit ettiklerini yayımladı, U.S. Epilepsy Institute ise köpeklerin bir insanın sara nöbeti geçireceğini bildiğini açıkladı. Hawai Üniversitesinde görevli bilim adamı George Pararas - Carayanni, 1920 yılın-da Çin de yaşanan 8.5 şiddetindeki depremden sonra Çin’de hayvan davranışları üzerinde çalışmaya başladı ve 1966 yılında Kuzey Çin’deki depremde, merkez üssünde yer alan kasabalardaki köpeklerin klübelerinden kaçarak hayatta kaldıklarını tespit etti. National Geographic News’dan bir alıntı: Ravi Corea (Sri Lanka vahşi yaşamı Koruma Derneği Başkanı) tsunami sırasında Sri Lanka’daydı. Olaydan hemen sonra 60 kadar ziyaretçinin yok olduğu Yala Ulusal Parkına gitti. 1300 km2 lik bu büyük alan filler, leoparlar 130 çeşit kuş gibi birçok cins hayvanın eviydi. Coreo orada 2 bufalo haricinde hiçbir hayvan ölüsüne rastlamadı.. Binlerce insanın öldüğü Hindistan’ın Cuddalore kumsalında Indo-Asian News servisi buradaki bufalo, keçi ve köpeklerin hiçbir zarar görmediğini rapor etti. Corea’ya en ilginç gelen olay ise şu oldu: Galle yakınındaki bir kumsalda yaşayan yakın arkadaşı ona o gün iki köpeğini her zamanki günlük yürüyüşlerine çıkarmak istediğini ancak iki köpeğin de her zaman büyük bir heyecanla yaptıkları sahil yürüyüşünü o gün kesinlikle reddettiklerini ve belki de bu sayede hayatta kaldığını anlattı.. Bunlardan özet olarak şunu anlayabiliriz: köpekler tüm insanlık tarihi boyunca hep iyi bir dost oldular. Ama gerçek yerleri süs köpeği olmanın ötesinde bir yerlerde. Onlar insanoğlundan binlerce sene önce dünyadaydılar. Belki bu yüzden 6. duyuları gelişti, belki de doğaları hep böyleydi bilmiyoruz. Ancak onlarla birlikte olmanın ve hayatımızı onlarla paylaşmanın bize farklı deneyimler kazandıracağı kesin. Tabiki yazının özü, köpeklerde 6. his var gidip hemen alın değil! Sakın yanlış bir izlenim olmasın. Tam tersine duygusal dünyalarının derinliğini biraz olsun anlatabilmek. Köpek almak sorumluluk sahibi bir iştir ve ağır bir yüktür. Başka bir dünyadır. Bu yüzden kopek almayı düşünenler için önümüzdeki hafta bu konuda bazı ipuçları vereceğim.
“6. duyu” röportaj ve haber kaynak: British Medical Journal, U.S. Epilepsy Institute, National Geographic News.
“6. duyu”
röportaj çevirileri: Pınar Erdemli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder